7/27/2010

Aynı denizi ayrı ayrı izlemek

“olmaz!” dedi…
Bir akşamüstü yamacında uykuya dalacakken inançsızlığım, belki de geberecekken…
“olmaz!” dedi…
“yani senle ben ,ikimiz…biraz düşün …olur mu ikimiz?”
Fırlayıverdim kollarının arasından,koşarak gittiğim koynundan , Tanrım o ne büyük cesaret!... kendimi çekip yanından, Tanrım o ne büyük ızdırap!
“olmaz ya!” “elbet olmaz!” dedim…
“yani senle ben, yani birbirine bu kadar benzeyen,yani sevmeye meyledip ölümü düşünen… olmaz ya elbet olmaz, olur mu ikimiz?”
Sustuk öylece…
Aslına bakarsan geveze sayılırdık ikimiz de , yani konuşmak değil de mesele,gereğinden çok şey bilirdik…
Yani kim ne yapsın Nazım”ın kaltaklara olan düşkünlüğünü,kim bizim kadar şaşırırdı ki “çürüyen suya” , kim o kadar dinlemiştir sesi yüreği tok o adamın efkarlı şarkılarını?...
Yani biz…
Tanrım ne diye karşılaştırdın bizi?...
Ödümüz patlıyor yanyanalığımıza karışacak zehri şerbet bir sevdadan, hadi beni daha başında sayıyorlar yolun, peki ya sen, bu korku neden?..
Olmaz ya, evet olmaz…
Yani biz,bunca cebiri boşuna öğrenmişiz,bir bir daha iki etmez diyoruz…
Biz,bir ve bir…
Yani sen şimdi ,ben sevmekten korkarım, diyorsun…
Sevmek bir yana bir de sen varsın işin ucunda,seni sevmekten korkuyorum,diyorsun…
Yani pek bir değersizleşiyor yasak sevişmeler… yasak sevmeler…
Yani sen şimdi yavaş ve iz bırakmadan çıkıver diyorsun öyle mi hayatından?
Peki ya benden gidecek olan?...
Yani korktuğumuz başımıza gelecek…izini sürüp duracağız birbirimizin ,hep aynı yoldan gideceğimizden anlamayacağız o ayak izlerinin bu sevdanın ikinci çocuğuna ait olduğunu,yani ben senin izlerini kendimden bileceğim,sen benim ayaklarım bu kadar küçük müydü ,diyeceksin…
Yani bir kibrit yanacak, bir el senin alevinle getirip yakacak fitilimi, yani kibriti çakan Tanrı ya değil beni yakan sana olacak küfürlerim…
Akacak bildiklerimiz, seni bir Arap güzeliyle evlendirecekler, beni de Allah kerim…
Yani olmayacağız geri kalanında yaşamak dediklerinin birbirimizin...
Sen iki ekmek bir gazete belki oğlun seviyor diye biraz bal, e hatuna da bir demet çiçek…bir Pazar kahvaltısının verdiği hazzın büyüklüğüne şaşırarak, çoktan unutmuş halde bir ve bir”i…
Yani ben yine elimde kitaplar, oradan oraya koşacağım yine belki insanlardan sızlayan ayaklarımı saklayarak… Kim bilir İstanbul u da göreceğim, hiç deniz görmedik biz beraber, yani ayrı ayrı gördük aynı denizi, ama yan yana hiç…
Belki vapura bineceğim filmlerdeki gibi, sen seversin diye kazan gevreğini,martılara atacağım…ama hep koşacağım, beni tokatlasın diye rüzgar,uyandırsın diye gördüğüm saçma rüyalardan…
Yani sen şimdi “olmaz” diyorsun…“yani senle ben, ikimiz… Biraz düşün… Olur, mu ikimiz?”
Diyorsun…
Olmaz ya, olur mu hiç, senle beni bir düşün olur mu hiç?
Yani illa kurban edeceğiz bir ve bir”i…
Yani bir kere dedin diye sevmemek işini, illa arkasında duracaksın lafının öyle mi?
İşte bu yüzden çok sevdim seni… Ne yüzden diye sorma, bu yüzden işte…
Bu yüzden…

08 mart 2010 kvs
Kevser Koç*

7/14/2010

Ben yazarım siz okumayın''

...Ve ben büyük bir Aşkı asla bulamayacağıma inanmaya başlamıştım gün geçtikçe.Herkes öylesine inanmıştıki,gerçekten birini bulmak yerine o diğerinin peşinde koşmaya başlamıştı.Binlerce kez öpülmüş dudaklar öpmüştüm.Hayır.Birinin hayatında ilk olmak değil istediğim ama Tek olmak.Tek.
Dokunduğum her el bir başkasınınkini tuttuğunu düşlüyordu.Gözlerimin içine bakılarak yalanlar söyleniyordu.Nasılsa içimi bilemez diye.
İşte bu kadardı hikayem.Aşk yoktu.Ölmüştü.Ruhuna el fatiha.
Ucuz cep mesajlarına dönmüştü en güzel cümleler.Deniz bitmişti.
Ama yinede kurtarılmayı bekliyordu herkes.Kurtarmaya çalışmak,değiştirmek değil.Kurtarılmak.Onların tüm istediğide buydu.
İstediğim tek şey bir dayanma gücüydü.Sonuç ne olursa olsun gitmeye karar verdim.Onlara dokunmanın acı vermiyeceği bir yere.Bugünlerde beni teselli eden tek şey buydu.
Bazen bir ormanda yürüdüğümü hayal ediyorum.Biliyormusunuz.O ormanın bittiği yerde daha önce hiç keşfedilmemiş bir ülkenin olduğuna ve benim orda huzuru bulucağımı düşünüyorum.
Onlara dokunmanın güzel olabileceği bir ülke.
Artık söylenmemiş çıkılmamış hiçbir yol kalmadı dünyada.Böyle bir yerde yok.
Biliyorum.
Ama inanmak istiyorum.
Ve ben yürümek istiyorum.Hiç durmadan yürümek.Bir kurtarıcıya inanmak yerine herkesin kendine inandığı bir dünyaya yürümek istiyorum.
Çok şey mi istiyorum.Evet.Çok şey istiyorum.
Neyse Hoşçakalın.

Ben yazarım siz okumayın'

Bir başlangıcı hakketti kalbim sanırım..
Gidebilsem de başlatsam dediğim zamanlarıma sığdın nedense en çoğunda.
Her adımda yanımda durdun,hükmedemedi ki kalbime beynim..kovamadım ki ..
Olsun bi gün hakkettiğini bulacaktır elbet ruhum..inanıyorum..
İnanıyorsam yolun yarısındayım demektir..
Senden gitmeme az kaldı belki de sevgili..
Vedaları karşılamaya hazırlaman gerekebilir gözlerini..

Yarım bir aşkı her yiğit kabullenemez..Sende onlardan ol da, çek git..
Başlangıcı kondurayım sonuna...
Git başımdan artık !
Nedensiz kalma yanımda, adımlarımı takip etme..
Bu şehri avuçlarıma sığdır hadi..Hatıraları enkaz altına koy da git gözüm görmesin..

O zamanlar da severdim ben bu şehri elim elindeyken..
Güneşin benzerliği gibiydi, şehre doğmasıydı yüzünü görüşüm..
O zamanlardı işte..
Bilmezdim ki kandırmışım kendimi..
Bir çok aldanışın bana ait olduğunu bilmezdim ki..

Şimdi biliyorum aldatmaca bu şehri de sevmem..
Kendimi alıp düşün içinde seninle karış karış gezmem de olduğu gibi..
Seni düşümde kandırmak, şehri boğmak hepsi aldatmaca..
Kendimi üstünkör kılışım etrafa, belki de farklı saklıdır aklımda yalnız kalışım..
Hepsi hepsi işte aldatmaca…

Gerçek bir başlangıcı hak etti artık düşlerim… Kabus nöbetleri son bulmalı.
Artık uyanmalı senli düşlerden, yeni bir rüyaya dalmalı yeniden..
Bu şehirden gözlerinden kurtulmalı..
Ama aşkıma yemin olsun dönemeyeceğini,yeniden sevilemeyeceğini bilde de git...

Üzerini açtım sevdamın, üşüdü biraz ama kalktı yeniden ayağa...
Senden gitmeme az kaldı sevgili..
Bilsen nasıl yenik düştü yüreğim, buz kesti feryadım…
Yeni bir veda ve kocaman elveda kollarımda şimdi..
Kandırmıyorum artık yüreğimi oda benimsedi sensizliği tıpkı düşlerim gibi…

Ve senden gitmeme az kaldı belki de sevgili..vedaları karşılamaya hazırlaman gerekebilir gözlerini..